Balkanların Merkezi Sofya

 

 

 

Tarih boyunca Roma’dan Bizans’a, Slavlardan Rumlar ’a, Osmanlı İmparatorluğu’na kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan Bulgaristan topraklarının başkenti Sofya’da halen köklü tarihinden izler yer alıyor. Sofya’ya ulaşım için hava veya demiryolu tercih edilebilse de araçla gitmek isteyenler için Kapıkule sınırı sonrası yaklaşık 3 saatlik keyifli bir yolculuk seçeneği de yer alıyor. Trenle gidişlerde ise yolculuk yaklaşık 11 saat sürüyor. 20.00 civarı Halkalı’dan kalkan tren gece yarısı sınırda oluyor. Türk sınırındaki pasaport kontrolü sonrası Bulgar sınırında da bir kontrol oluyor ve bu işlemlerin sürmesi yaklaşık 03:00’ı buluyor.  Tren yolculuğu kulağa romantik gelse de pek konforlu değil. Zira öncelikle Halkalı Tren İstasyonu’nda yolculuk için alışveriş yapacağınız bir büfe veya market bulunmuyor. Tren içerisinde de alışveriş yapma imkânı yok. Kuşetli vagon tercih edilir ise yatakların çok rahat olmadığını ve battaniyelerin pek temiz olmadığını, oda ısısının bazen çok fazla bazen de çok düşük olduğunu belirtmekte fayda var. 03:00’a kadar kontroller sebebi ile uyanık kaldıktan sonra biraz uyumayı başarsanız da 06:00 civarı Sofya’da olacağınızdan pek keyifli olmayan bir yolculuk sizleri bekliyor olacak. Tren istasyonundan Sofya merkeze mesafe ise yürüyerek yaklaşık 20 dakika. Tercih havayolu ise havaalanının merkeze 5-6 kilometre uzaklıkta olduğunu ve otobüs / taksi imkanının olduğunu bilmekte fayda var. Taksi kullanmayacaksanız 84 numaralı otobüsü tercih edebilirsiniz.

Sofya’da hava genel olarak çok sıcak değil. Yaz aylarında 25 derece civarı olmakla beraber kışın kar, sis ve yağmur yoğun olarak görülmekte.

Konaklama için merkezde yer alan Sofia Balkan Palace son derece keyifli bir otel. Odalar geniş, şehir manzaralı, klimaları doğru bir şekilde çalışan, temiz ve iyi bir kahvaltıya sahip. Bu otel harici çevrede daha uygun fiyatlı bir çok farklı seçenek de mevcut.

Gezilecek yerlerin başında ise Alexander Nevski Katedrali yer alıyor. Merkezde yer alan bu katedral son derece ihtişamlı bir mimariye ve hoş bir iç dizayna sahip. Giriş ve fotoğraf çekimi için ayrı ayrı ücret alınmakla beraber fiyatlar makul düzeyde. Rusya – Osmanlı arasındaki savaşta hayatını kaybeden 200.000 Rus askerin anısına inşa edilen bu yapı adını 13. Yüzyılda yaşamış bir Rus prensten alıyor. Yapımında 50’ye yakın mimarın çalıştığı kilisede Venedik mozaikleri, Münih’ten gelen aydınlatmalar, İtalyan mermerleri yer alıyor.

Roma’da bulunan Roman Forum’u anımsatan Rotanda Sveti Georgi kilisesi ise yine Sofya Merkezde yer alan şehrin en eski yapıtı. Etrafında bulunan modern yapılara isyan edercesine halen ayakta duran bu kilise ve çevresindeki kalıntılar Romalılar tarafından inşa edilmiş ve 4. Yüzyıldan kalma. Kubbe altında yer alan Hz. İsa freskleri ise paha biçilemez bir kıymete sahip.

Müze severler için ise Sofya Arkeoloji müzesi, Sofya Tarih müzesi tercih edilebilecekler seçenekler arasında. Sofya Arkeoloji müzesi  ilk olarak cami olarak inşa edilmiş olsa da daha sonra gördüğü restorasyon çalışmaları sonrası müzeye çevrilmiş.  Müze içerisindeki genel ağırlık ise Roma, orta çağ ve Trakya dönemlerinden kalma. Sveta Sofya kilisesindeki mozaik ve Tak kralını temsil eden bronz bir heykel  en önemli parçalar olarak göze çarpmakta. 2015 yılında açılan Sofya tarih müzesi ise geçmişte Türk Hamamı olarak kullanılan bir yapı. Antik çağ, Eski Sofya Mimarisinden kesitler, Sofya kültüründen örnekler ve çeşitli Avrupa hanedanlıklarından kalan eserler bu müzede görülebilecekler arasında.

Sofya merkeze epey yakın bir konumda olan ve Vitosha Dağında yer alan, Türkçe adı ile “Altın Köprü” olarak tanımlanan Zlatnite Mostove kayalıkları ise doğal güzelliğin ön plana çıktığı bir bölge. Şehrin kalabalığından sıkılanlar için sakin bir şekilde vakit geçirmek için tercih edilebilir. Sporla ilgisi olanlar için ise dağ bisikleti turları yorucu ancak keyifli bir aktivite olarak öne çıkıyor.

Sofya içerisindeki en hareketli bulvarlardan biri olan Vitoşa Bulvarı araç trafiğine kapalı, bir çok mağaza ve cafenin bulunduğu keyifli bir gezi rotası. Alışveriş, yemek veya bir şeyler içip sohbet etmek için ideal bir ortam.

Şehir içi ulaşım son derece gelişmiş. Otobüs, metro ve tramvay tüm şehri sarmış durumda. Dolayısıyla şehrin bir ucundan diğer ucuna rahatlıkla seyahat edilebilir.

Gece hayatı ise son derece eğlenceli. Sabahın ilk ışıklarına kadar devam eden müzik ve dans yasaksız bir şekilde akıyor. Arzu edenler için bir çok striptiz kulüp de ilgililerini bekliyor.

Sofya’ya giderken unutulmaması gereken bir diğer konu ise vize. Bulgaristan vizesi  sadece Bulgaristan’a giriş imkanı sunuyor. Diğer Avrupa ülkelerine Bulgar vizesi ile giriş yapılamıyor. Ancak Schengen vize ile Bulgaristan’a giriş yapılabiliyor.