Kızıl Şehir; Marrakesh
Atlas dağlarının eteklerinde, Atlantik ve Fas arasında bir geçiş noktası olan, toprak ve kızıl rengin hakim olduğu tam anlamıyla bir Ortadoğu şehri.. Yerli halk tarafından kızıl şehir olarak adlandırılan Marrakesh’in orijinal adı berberi dilinde mur (n) akush olup Tanrı’nın ülkesi anlamına geliyor.
Fas Tarihi biraz karışık.. Çeşitli sülaleler dönem dönem bölgenin kontrolünü elinde tutmuş. 682’de ilk olarak araplar bu bölgeye gelmiş. Geldiğinde karşılaştıkları yerel halk Berberi imiş. 780 yılında Hz. Ali soyundan geldiğini iddia eden İdrisiler bölgeye gelmiş ve İdrisiler topluluğunu kurmuş. 1. İdris öldürüldükten sonra 857 yılında onun yerine gelen 2. İdris Fes ülkesini kurmuş. 859 yılında dünyanın ilk üniversitesi olarak tanımlanan medrese kurulumu tamamlanmış. İdrisiler abbasi halifesi ile ilişkisini kesen il Müslüman devlet olarak tarihte yer almış. İdrisiler sonrasında bölgeye Murabıtler gelmiş ve 1070 yılında Marrakesh’i kurmuş. Bölgede Murabıtların hükümdarlığı 13. yüzyıla kadar sürmüş.
Marrakesh’in dünyanın diğer şehirlerinin aksine bir çok adı mevcut. Marakeş, Marrakesh, Avrupalıların adlandırdığı şekilde Morocco, Marruecos, Maroc, Marokko bu isimlerden bazıları ve hepsi aynı yeri tanımlıyor. Marrakesh’e ulaşım ise biraz zahmetli. Türkiye’den Marrakesh’e direkt uçuş gibi bir seçenek olmadığı için önce Casablanca’ya ardından 3 saatlik bir yolculuk sonrası Marrakesh’e ulaşabiliyorsunuz. Araç kiraladı iseniz hız sınırlarına uyma konusunda dikkatli olmanızda fayda var, zira yol kenarındaki polisler ceza yazmak için en ufak hatanızı bekler durumdalar.
Her an ayrı bir keşmekeş içerisinde olan hali ile özellikle düzen ve kuraldan sıkılmış Avrupalı turistlerin ilgisini çeken Marrakesh, Hollywood’un da gözde şehirlerinden biri. Gladiator, Sex and The City, Görevimiz Tehlike, King Of Heaven gibi gişe rekorları kıran filmlere ev sahipliği yapmış Marrakesh. Şehrin, Avrupalı turistlerce gözbebeği konumunda olmasının sebebi otantik atmosferinin haricinde fuhuş, uyuşturucu ve kumar. Yemekler, camiler, kültürel varlıklar ise sıralamada daha sonrada yer alıyor. Şehrin genel yapısı derli toplu denecek düzeyde. Özellikle komşu şehir Casablanca ile karşılaştırıldığında 2 ayrı ülke denecek kadar modern. Tiyatro, tren garı, belediye binaları son derece lüks ve büyük. Şehir ve sokak düzenlemeleri göz alıcı, devasa palmiyeler bulvarlarda bolca kullanılmış.
Şehir, surların içerisindeki Medina ve Gueliz olarak 2’ye ayrılmış durumda. Medina’nın çevresi 8 – 10 metrelik toprak surlarla çevrelenmiş. Medina, genellikle her Ortadoğu şehrinde bulunan bir kavram. Esnafların, devlet kurumlarının, sosyal yaşantının bir alanda bulunduğu medinaların en büyüğü Marrakesh’te yer alıyor. Medinalar içerisinde ya da çevresinde ise yine tüm Ortadoğu’da rastlayabileceğiniz souk adlı çarşılar bulunuyor.
Medina içerisinde bulunan Jemaa El Fna şehrin en büyük meydanı. Yılan ve maymun dansçıları, meyve pazarları, hediyelik eşya satıcıları bu meydan çevresinde. Meydanın etrafındaki sokaklarda yemek yenecek ya da bir şeyler içilebilecek bir çok cafe ve restaurant mevcut. Gündüz sadece kalabalık olan bu meydan geceleri inanılmaz bir hale dönüyor. Kalabalık, adım atılamayacak hale geliyor ama inanılmaz olan kısım bu değil. Meydandaki insanlar daireler oluşturup orta tarafta sokak dövüşü yapan, kumar oynatan, şarkılar söyleyen, akrobasi showları yapan insanları izliyorlar. Falcılar, kınacılar, çalgıcılar, yılan / maymun oynatıcıları.. Tüm bunların yanında yöresel yemekleri satan işportacılar, baharatçılar ve birbirine karışmış yiyecek kokuları. Tam bir keşmekeş, tam bir Ortadoğu fotoğrafı. Meydanın etrafındaki souk adlı çarşılara gece gittiğinizde gündüzleri 120 dirhemden 70 dirheme inen satıcılar 90-100 dirhem’den aşağı inmiyor. Esnaf pazarlığa kapalı, almıyorum blöfünü yemeyen tok satıcı haline dönmüş.
Otelden meydana ya da meydandan otele ulaşım için taksi kullanmak istediğinizde, taksicilerin tam bir dolandırıcı olduğunu unutmayın. Taksilere asla pazarlıksız binmeyin, ayrıca pazarlık yapsanız dahi başta konuştuğunuz tutardan farklı bir tutar talebi ile karşılaşmaya hazır olun. Pazarlıkla yola çıktıysanız mutlaka yanınızda bozuk para bulundurun. Aksi takdirde para üstünü beklerken taksicinin “param yok” ya da “bozuğum yok” cevabı ile karşılaşabilirsiniz. Marrakesh’te en iyi taksi kullanma yöntemi mutlaka ve mutlaka taksimetre açtırmak ve yanınızda bozuk para bulundurmak.
Ortadoğu ortamından sıkılıp biraz daha modern bir ortam istiyorsanız Marrakesh’in modern city bölümü bu ihtiyacınıza cevap verecek nitelikte. Şehrin bu bölümüne geçtiğinizde Florida’da mısınız yoksa Fas’ta mı ayırt etmek gerçekten zor bir hale geliyor. Düzen, temizlik, teknoloji ve modernlik zirvede. Örnek olarak, Türkiye’de Mc Donald’slarda sipariş vermek için ayakta sıra beklerken burada siparişi dev dokunmatik ekranlardan veriyorsunuz ve masanıza geçip oturuyorsunuz. Menünüz hazır olduğunda size ait numara yanıyor ve ödemesini yapıp ürününüzü alıyorsunuz. Bölgede bir çok restaurant mevcut ve neredeyse hepsi Hassan 2 Bulvarında yer alıyor. Azar isimli restaurant bölgede tavsiye edebileceğim mekanlardan biri. Servisi, ortamı ve temizliği ile müşterileri son derece memnun ediyor. Dış kısımda nargile içilebilen, iç kısımda ise yemek yenilebilen mekan 19:00’da açılıyor. 21:00’da kanun ve gitar eşliğinde müzik başlıyor. 23:00’da ise dansöz Showları başlıyor. Yemekler son derece leziz. Meze tabaklarının haricinde Tajin adlı güveç yemeği mutlaka denenmeli. Kuzu, dana, tavuk ve sebzeden oluşan yemek Fas’ın geleneksel yemeklerinin başında geliyor. Fiyatlar Fas standardının epey üstünde olsa da şehrin modern bölümü için normal kabul edilebilecek düzeyde. 2 kişilik içkili, mezeli bir yemek ve en pahalı nargile seçildiğinde toplam 100 Euro gibi bir ücret ödenmesi gerekiyor.
Yemek konusunda bir çok seçenek var. Genel olarak bol baharatlı yemeklere sahip olan Fas mutfağı temizlik konusunda ise mekana göre değişiklik gösteriyor. Jemaa El Fna ve Medina’da genellikle hijyen pek önemsenmez iken modern city tam tersi bir yaklaşımla hareket ediyor. Salyangoz, çok fazla tüketilen ve bol talep gören bir yiyecek. Yenmesi için fetva alınmış ve uygun bulunmuş.
Fas’taki camilerde okunan ezan Türkiye’den farklı.. Kalitesiz hoparlörlerden sonuna kadar açık bir ses ile okunan ezanın aksine Fas’ta son derece huşu içinde, huzurlu, rahatlatıcı bir ses ile ezan okunuyor. Kelime anlamı kütüphane olan Kutubiya Cami, şehrin en yüksek yapılarından biri. 12. Yüzyıl’da Endülüs etkileri ile yapılan ve kare bir minareye sahip olan Kutubiya Camii, ilk yapıldığında Kıble yönü yanlış inşa edilmiş. Yanlışlık fark edildiğinde namaz kılınan bölüm yıkılıp yeniden inşa edilmiş. Ancak bu sefer daha da büyük bir yanlışlık yapılmış ve tekrar yıkılması gerekmiş. 3. sefer inşa edildiğinde doğru konum bulunmuş. Yıkılan bölümlerin kalıntıları halen görülebilecek şekilde duruyor. Fas’ta camiler sadece namaz saatlerinde açık bulunuyor. Diğer saatlerde hem hijyen hem de politika yapılmaması amacı ile kapalı tutuluyor. Müslüman olmayanların camilere girmesi ise kesinlikle yasak.
Fasta konaklama için 5*’lı otellerden otantik otellere kadar bir çok seçenek mevcut. Mamunia otel bölgenin en lüks oteli. 4-5*’lı diğer oteller de kalınabilir düzeyde.
Bölgede bolca Yahudi nüfus var ve genellikle Kral’ın sarayının çevresinde yaşıyorlar ve tuz ticareti yapıyorlar. Yahudilerin yoğun olarak bulunduğu bu bölgelere ise mellah adı veriliyor.
Marrakesh ve çevresinde görülebilecek yerlere gelirsek;
Fransızca “Ali’nin Yeri” anlamına gelen Chez Ali adlı mekan hem yemek hem de gösteriler için Fas’a kadar gelmiş iken görülmesi gereken bir mekan. Şehrin dışında tur şirketleri ile gidilebilecek mekan için Jemaa El Fnaa bölgesinde ya da kaldığınız otellerde irtibat ofisleri bulabilirsiniz. Türkiye’den tur ile geldi iseniz, geldiğiniz tur firması bu gösteri için 70 Euro civarı bir ücret talep ederken yerel tur şirketlerinden aynı gösteriye 35-40 Euro’ya ulaşım – yemek dahil bilet bulma imkanınız mevcut. Chez Ali gecesi size sunulan yemek ile başlıyor. Çorba, tepside gelen nar gibi kızarmış kuzu ve sonrasında irmikten yapılan kuskus akşam yemeği olarak sunuluyor. Tatlı için ise meyve tabağı veriliyor. Yemek sonrası atlarla yapılan show başlıyor. Çeşitli akrobatik gösteriler ve dansözlerden oluşan show 1 defalığına izlenebilir bir show olmakla beraber beklentinizin fazla yüksek olmamasında fayda var. Gösteriler arası boşluklar, akrobatların pek iyi organize olamamasından dolayı çok fazla. 2 gösteri arası devamlılık ise bulunmuyor. Beklenmedik bir anda meydanın ortasında dansöz belirirken hemen akabinde meydanın uzak bölümünde uçan halı gösterisi başlıyor ve siz ne olduğunu anlamadan kayboluyor. Gece, havai fişek gösterileri ve Star Wars İmparatorluk marşına benzer bir marşla sona eriyor. Yukarıda da bir kaç defa belirttiğim gibi, Fas’a kadar gelmişken özellikle yemekleri için 1 defa gelinmesi gereken ancak özellikle fiyatı göz önüne alındığında 2. defa gelmenin gereksiz olduğunu düşündüğüm bir organizasyon.
Marrakesh’te görülebilecek bir diğer yer ise atlas dağları. Sabah saatlerinde otelinizden 4×4 jeeplerle alınıp gün boyunca dağların ortasında, taş / toprak yollarda safari yapabiliyorsunuz. Dağların ortasında son derece lüks, korunaklı bir yer olan Tamsdut oteli bulunuyor. Brad Pitt, Tom Cruise gibi ünlüler bu otele özel helikopter ile geliyor. Otelin bu kadar revaçta olmasının sebebi ise gözlerden ve kameramanlardan uzak olması olarak gösteriliyor. Gün ortasında dağ restaurantlarında tajin’den oluşan yemek, gezmekten kurt gibi acıkmış olan safaricilere tur kapsamında ücretsiz sunuluyor. Gezi esnasında görebileceğiniz atlas köyleri, köylerdeki medeniyetten uzak yaşam ve köylüler şehir hayatına alışmış insanlar için dünyanın ne kadar zıtlıklarla dolu bir yer olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Köyler arasında gezinirken araçtan inip köylerin dar merdivenlerinden iç kısımlara doğru ilerlediğinizde tamamen organik meyve bahçeleri ile karşılaşıyorsunuz. Ağaçlardan yakalanmadığınız sürece meyve almak serbest. Yakalandığınız takdirde ise ufak bir meblağ karşılığında olası anlaşmazlığı gidermek mümkün.
Bahia Palace / Bahia Sarayı Marrakesh içerisinde gezilebilecek bir başka mekan.. Çöl ortasında Avrupai bir çiçek bahçesini andıran bu yer, Fas hanedanlığının geçmiş ihtişamını halen üzerinde taşıyor. Çeşit çeşit çiçekler, mozaikler, bahçe süslemeleri ile geçmişin görkemli günlerine adeta bir pencere açıyor.
Fas’a geldi iseniz ve biraz cesaretiniz varsa yılan oynatıcılarla fotoğraf çektirmek, maymun sevmek, salyangoz çorbası içmek gibi deneyimlerle rutin şehir hayatının dışına çıkabilir ya da tüm bunları uzaktan izleyerek farklı bir deneyim elde edebilirsiniz. Renkleri, lezzetleri, kültürü ile geçmişten günümüze kapı aralayan Marrakesh, modern dünyadan sıkılıp kendini Ortadoğu’nun kucağına atmak isteyen herkes için doğru bir seçenek.