Halkidiki; Kassandra

 

Yunanlıların deyimine göre Yunanistan’ın üzerinde durduğu 3 bacak olarak da adlandırılan Halkidiki adeta cennetten bir köşe.. Batıdan doğuya doğru sıraladığımızda Kassandra, Sithonia ve Pre Athos yarımadalarından oluşan Halkidiki’de en turistik ve en hareketli bacak en batıda bulunan Kassandra. Sithonia bacağı ise doğal güzellikleri ve bakirlik açısından Halkidiki’den daha ön planda. En doğuda bulunan Pre Athos ise yerleşimin pek bulunmadığı, içerisinde bulunan manastır sebebi ile turizme kapalı bir bölge. Kadınların ziyaretine tamamen kapalı olan bu bölgeye erkek ziyaretçiler dini görevlerini yerine getirme amacıyla özel izin alarak girebiliyor.

Kassandra bacağına İpsala sınırından geçtikten sonra Kavala üzerinden otobanı takip ederek ulaşabilirsiniz. Kavala ufak bir sahil kasabası olarak tanımlanabilir. Kahvaltı için burada konaklamayı tercih ederseniz sabah erken saatte açık yer bulmanız pek olası görülmüyor.

Kavala’dan sonraki yolculuğunuz alabildiğine düz yollardan oluşuyor. Dikkatinizi çeken ilk şey yolların düzgünlüğünden ziyade yolda görebileceğiniz kartal, tilki, sincap, kirpi ve diğer hayvanlar. Sınırdan geçer geçmez doğal yaşamın insanlarla bu kadar iç içe olması bunun neden Türkiye’de olmadığı sorusunu kendinize sormanıza sebep oluyor.

Sınır geçimi, kahvaltı molası dahil 7-8 saatlik bir yolculuktan sonra Halkidiki’ye ulaşıp konaklayacağınız yere vardığınızda bu yarımadanın beach’lerden, küçük kasabalardan ve otellerden oluşan bir yer olduğunu görüyorsunuz. Oteller genellikle oda – kahvaltı konseptinde ve böyle olması sizi belli bir yere bağımlı bırakmıyor. Her gün ayrı bir beach’i gezmenize olanak sağlıyor.

Beach’lerde dikkatini çeken ilk şey garsonlar. Ülke genelinde genellikle kadınlar çalışıyor ve gerçekten “çalışıyorlar”. Erkeklerin tembelliğinin aksine kadınlar neredeyse bütün gün nefes almadan, oturmadan çalışıyorlar. Bu kadar çalışmaya rağmen de Güleryüz ve yardımseverlikten ödün vermiyorlar

Beach’lerden biraz bahsetmek gerekirse; Afitos’ta bulunan  Lime Beach ufak bir kumsala sahip olmasına rağmen sallanan şezlongları ile müşterisini cezbediyor.  2 kişilik şezlong için 7 Euro ücret alınan bu beachte tıpkı diğer beach’ler gibi öğle yemeği dahil 2 kişi 40-50 Euro ile günü tamamlayabiliyorsunuz. Bacağın uç kısmına doğru konumlandırılmış olan Cabana beach ise biraz daha büyük ve hareketli. Bu beachte de kişi başı minimum 10 Euro harcama yapmanız halinde şezlong için herhangi bir ücret alınmıyor. Adanın batıya bakan beachlerinden Anemos ve cocus Beachleri ise herhangi bir şezlong ücreti olmamakla beraber güneşin batışını izleme ve günü daha uzun kullanabilme açısından çok daha cazip olduğu söylenebilir.

Yemekler, Halkidiki muadili çeşme ve bodrumla kıyaslandığında çok daha uygun fiyatlı ve lezzetli. Ahtapottan karidese, kalamardan deniz tarağına, barbundan mırlana ve diğer mezelere kadar sadece kuş sütünün eksik olduğu bir sofra uzo ile beraber 5 kişi için 100 Euro civarı tutuyor. Söz mezelerden açılmışken kızarmış kabak olan Zukini ve Türkiye’deki cacığın biraz daha katı hali olan cacıki mutlaka denenmeli. Nargile seviyorsanız, bu arzunuzu Türkiye’ye saklamanız mantıklı bir hareket olur zira 2-3 saat içimlik bir nargile; cafelerde 20 Euro, Beach’lerde 40 Euro fiyata sahip..

Yemek yediğiniz restaurantlarda size servis yapan garsonlar genellikle Türkçe biliyor. Burada cacık, meze, kabak, karpuz, kalamar gibi bir çok yemeğin isimlerinin Yunancada da aynı isme sahip olması işinizi kolaylaştırıyor. Kelimelerin sonuna i harfi eklendiğinde, kelime yunanca oluyor. Bunun dışında Yunanistan’da Türk dizileri çok revaçta ve dublajsız, alt yazılı olarak yayımlanıyor olması garsonların Türkçe bilmesinde etkin rol oynuyor. Kendinizi evinizde hissedebileceğiniz eşsiz bir akşam yemeğine şahane bir manzaranın eşlik etmesi de tadına doyulmaz bir geceyi kollarınıza bırakıyor.

Mekanlar genellikle temiz. Salaş, kıyıda köşede kalmış restaurantların bile tuvaletlerinin Türkiye’deki orta seviye restaurantlardan daha temiz olması dikkat çeken bir ayrıntı.

Yunanistan’da sizi en çok rahatsız edecek olan şey, su. Gerek mekanlarda servis edilen sular olsun gerekse pet şişe suları olsun farklı ve pek de hoş olmayan bir lezzete sahip.  Benzin fiyatları ise sanılanın aksine Türkiye ile aynı fiyata, hatta yer yer daha fazla fiyata sahip. Kredi kartı beachlerde ve restaurantlarda geçerli değil. Hatta sınıra yakın bazı benzinciler bile kredi kartı kabul etmiyor. Benzinci demişken, alıştığımızın aksine benzinciler 7 / 24 açık değil.

Halkidiki, genellikle sakin ve pek fazla suça rastlanmayan bir tatil beldesi. O kadar sakin ki, 1 hafta boyunca 1 tane bile polis görmemeniz olası.

Birbirine çok benzeyen halkların siyaset sebebi ile düşman ilan edildiği bir ülke içerisindeki Halkidiki, imkânı olan herkesin mutlaka görmesi gereken adeta bir ege incisi. Türkiye’deki fahiş fiyatlar, kazıklama zihniyeti, müşteriye değer verilmeme gibi olumsuzluklar dikkate alındığında çok daha uygun fiyatlarla çok daha güzel bir tatil geçirmek isteyenler mutlaka bu cennet köşesine Kalimera demeli..